..::SiiRLeR::..
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
F
Fadik Bastimar İçin
Aşmış, körpe ve kolay, birdenbire,
Çocukluğun bir karış duvarından,
Tomurcuklu bir badem dalı sanki
Gencecik öç alma bilmiyor,
İlk cemre kadar yeni, havadaki.
Her ayrılık döneminde, bir ırmak
Bulur pencerede, yüzer usulca,
Yüzer bana doğru ; gelir ve gider.
Getirdiği büyük yalnızlığa denk
Başla yele ve gizli iskeleti.
Oktay Rıfat Horozcu
.................................................................................................................
.................................
Fadime Kız
İki elinde su dolu iki kova
Bahçe dibi serviye doğru
Fadime kız geliyordu
Anası çamaşırları yumuş
Çitin üstüne seriyordu
Ağası çömelmiş duvar dibine
Çenesi dizlerine dayalı
Tütün içiyor.
Oktay Rıfat Horozcu
.................................................................................................................
.................................
Fahişe Yüreğim
Yüreğim küçük fahişe
Bedenim kutsal rahibe
Ne sevmekten vazgeçer fahişe yanım
Ne sevişmekten bedenim
Ne inkar ederim sevdiklerimi
Ne de pişman olurum seveceklerimden
Ben de sevdim uzaklarda bir çocuk
Fahişe yanıma sığdırdım bedenini
Bedenime sığdırdım yüreğini
Sözünde durmadı dört nala koşan kısrak gönlüm
Bir çift göze
Hayaldeki bir çift söze
Dağların arkasına gömülmüş
Parlak bir yıldızken
Yollarda yoldaşken sönmüş
Sevinirken çoğalmış
Üzülürken azalmış
Bir çocuk
Uzaklarda bir çocuk
En güzel çocuk edasıyla gülümseyen
En inatçı çocuk edasıyla direnen
Dört duvar arasında
Karanlıkta kalmışken ben
Çıkan son silüet
Işıkları kapatırken
Kaderime değil ama
Karanlığa razıyken
Dört duvarıma daldın sen
Bendeki sevdadan geçerken
Bir uğradın
Fahişe yüreğimde konakladın Sabriye
Kavuncu
.................................................................................................................
.................................
Faklıydın
Tam bir yıl geçti aradan
Bilirsin
Bizler için
Sıradan
Kucakladığında
Seni
Yaradan
Zamandı
Beni kızdıran
Lakin
Gidilmiyordu
"Sıradan"
Yaşamamıştın ki !
"Hakan" a ...
Öncel İpekçi
.................................................................................................................
.................................
Fal
Eşiğine dayanıp seyirdiğim
cansız doğa: Bir çingene geldi
gece, ellerimi açtı ve uzun,
dingin bir yağmur düştü yüzüne:
"Her şey geçer, sen geçmezsin."
Güldüm, katıldım: Bilmem mi
kuytudan beslenen yorgun tekliğimi:
Ben amansız çatlak, sudan ve çıradan
çıkma yangın lehçesi: Her şey geçer
ben kalırım. Enis
Batur
.................................................................................................................
.................................
Faltaşı
Havada kuş yok
Yaprak kıpırdamıyor
Deniz bi kalıp olmuş
Boşandı boşanacak
Çın çın ötüyor sessizlik
Gerilmiş kolum bacağım
Faltaşı gibi bekliyorum
Tıkanacağım
Melih Cevdet Anday
.................................................................................................................
.................................
Fantastik Düş Kırıkları
I
/Gerçeğe düşüyorsa gölgeleri
Rüyalar da gerçek değil midir ki?/
139 yıl önce uyandım uykulardan
Çocuk kahkahaları ve doğurgan odalara
Bölünmüş eski bir evden
Yükselen dumanlarla...
/Üzerime tepelenen bu ölü toprakları
Ölünce gider mi ki?../
Hepsi geçer...
Her şey geçer...
Geçmenin geçerliliği
bile çok çabuk geçer
Beni bekleme zaman...
Gelmeyeceğim.
Aslında her bir anda
Aralanmış zincirlerden bir perde
Yarı hayat yarı ölüm bir arafa salar beni.
Bir ayağım sol yanda
Uçuşan kristallere takılır
Beni özleme zaman
Ardından gelirsem eğer
bir yanım öksüz kalır
Hayatın suratının bir tarafı hep buzdan
Üşümemiz de bundan
Üşütmemiz de bundan
Alıngan bir ufka döner ışıldayan yanını
Uzanan bütün elleri reddetmesi hep bundan
/Gözleri yaşlanmış en çok kadının
Fersiz sokak lambaları gibi tozlanmış
Ağlamış ağlamış da
Yıkayamamış /
Beni bekleme zaman
Hayat denen bu şımarık çağanın
Hiçbir nazını ve asla çekmeyeceğim.
Kırıklara basa basa yürüyoruz ve artık
Üç kere indirdiğimiz çizmelerden taşan kana
Kızıl karanfilleri koklar gibi
Eğilip eğilip de
ta ayaklarına kadar
Unutkanlıklarla dolu saydam kadehlerinden
Tek damla su bile içmeyeceğim
Beni bekleme zaman
Gelmeyeceğim
II
Sureti gökyüzünde
Taç yaprakları gibiydim
Bilseniz neler gördüm... nerelerde biçildim..
Köklerime indiğinde kanlı göz pınarlarım
Milyonlarca ölü çocuk sesini
Kendi sesimin her bir tutamıyla
bir ördüm
Bunlu bunsuz sorular tutuşturdum
bütün dal uçlarıma
Bir yabani adam gibi
traşsız ve biraz hayvan
Sonradan budadığım
dal uçlarıma..
Gökyüzü kızıl bir çanak
Gök yüzü kan potası
Kendi kökümde dindim
Sindim kendi köküme
Ölü toprağından olma dört duvar üzerime...
Hep üzerime...
Kıracak en ağır balyoz,
Duvara değil yüreğe
Hep en yüreğe...
Dizelerimin altında tozdan başka bir şey yok
Dizlerimin altın tozlarınıysa
Üfleyip gidiyorum
Yüzünü yüzüme çevir ey hayat
Senle konuşuyorum!
Betül Akdağ
.................................................................................................................
.................................
Fark
Bir çocuk
sıcacık simitlere
iç geçirerek bakarken
Bir delikanlı
son model arabayla geçti
Çocuk iç geçirdi
Delikanlı vites değiştirdi
Çocuk çaresiz giderken
Delikanlı hız yaparak döndü
Bir adama çarpmamak için
aniden kaldırıma çıktı
simitçiye ve çocuğa çarptı
Çocuk mis gibi simitleri
Burnunun dibinde buldu
Kokladı, kokladı, ölmeden önce.
Ahmet Ünal Çam
.................................................................................................................
.................................
Farklı Hayatlar
Herkesle aynı şeyleri,
Herkesten farklı şeyler, yapıyoruz.
Herkesle aynı,
Herkesten farklı yere bakıyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı seviyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı duyuyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı konuşuyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı hissediyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı düşünüyoruz.
Herkesle aynı
Herkesten farklı bir yerdeyiz.
Çünkü, aynı dünyayı,
Farklı dünyalarda yaşıyoruz...
Gökhan Ağrı
.................................................................................................................
.................................
Farzet
Ağlama güzelim yazık döktüğün gözyaşına
Eğer unutmak istiyorsan beni
Olur ya bir geceyarısı gelirsem aklına
Farzet ki hiç sevmedim seni
Ağlamak değiştirmez hiçbir şeyi
Suçun çoğu sende artık kabul et
Unut gitsin yaşanan herşeyi
Beni de unut hiç yaşamadım farzet
Ben artık küsmüşüm hayata
Mahkumum sanki aşk acısına
Sorgusuz giderken darağacına
Katlime fermanı sen yazmadın farzet
Olur ya arasıra girersem rüyalarına
O zaman gözlerinden yaşlar akarsa
Aldırma vur beni gözyaşlarınla
O denizde boğulan ben değil farzet
Kaan Yılmaz
.................................................................................................................
.................................

|