..::SiiRLeR::..
A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
J
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z
Y
Y a r ı m K a l a n
İntikam çanları çalıyor beynimde
Şimşekler çakıyor yıldırımlar düşüyor
Zehrini akıtan bir yılan oluyor yüreğim
Vefasızlığının ilk gecesinde
Umutlarımız vardı henüz çiçek açmayan
Dağlar kadar yüce bir de sevdamız
Yaprak dökümünü yaşatmaz mı yokluğun
Paslı düşünceler kemirmez mi yüreğimi
Nasıl çiçeklenir umutlarım sensiz
Aşkın olmasa nasıl çekilir bu ruhsuz dünya
Üstüme gelmez mi bu koca şehir
Bu sokaklar nasıl gezilir sensiz
Hayata küskün ağlamaklı bu gece
İçimde yaşama savaşının yenilgisi
Ruhumun son direnişi umuda
Gülüşlerim yarım kaldı
Hasretinin ilk gecesinde
Hatice Göksu .................................................................................................................
.................................
Y ü r e ğ i m d e k i G i z
olandır
korku dağlardan büyük
umutsuzluk kol geziyor
ülkemde dünyamda
dağlarına karlar yağmış memleketimin
ülkem işgal altındadır
88/89 bir saniyelik andır
ülkem işgal altındadır
binlerce canım kafeste
milyonlarcası tutsak
ülkem işgal altındadır
açlık yokluk kıtlık
özgürlüğe ve sana hasret
dünyam işgal altındadır
sarılmışız her bir yandan
kuşatmadayız
değişik değişkenler kuşatması
cephede düşman
içerde "dost"
çevremizde belirsizler
kuşatmadayız
değişik değişkenler kuşatması
yüreğimdeki giz
geçmişimden geleceğime uzanan köprüm
bilinire doğru akan güneşim apaydınlık ışığım
ateş çemberinden geçtim
irin denizinde sınandım
ne leş kargaları bildi ilişkimizi
ne dostlar tam kavradı
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
kör karanlık gecelerde iliğime kadar üşümüş
tepeden tırnağa ıslak sabah seher ayazında
yok oluşun eşiğinde seni yüreğime gizledim
bilincim
savaşım
sevdam
var oluş nedenim
bir avuç toprak yüreğim
beynimdeki gizleri toprağa taşıyan topraklaşan
bir sıcacık yuva yüreğim
dünyadan büyük dostları saran barındıran
bir sıkılmış yumruk yüreğim
faşizmin beynine yıldız yıldız çakan
bir sıkılmış yumruk yüreğim
yıldızlara doğru akan yıldızlaşan
bir avuç toprak yüreğim
çiçeğe bezedim öptüm toprağı
öptüm çiçeği öptüm seni
çağların derinliğinde sırladım
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
iyiliğin mutluluğun ustası güzelliğin ezgisi
azdan çoğa çoktan çoğa utkunun türküsü
kitleleri coşturan balerinim
seni öğrendim evrenselliğini kavradım
tarihin derinliğinden coğrafyanın genişliğine
seni yaşıyorum
geleceğini yazıyorum
geleceğini yazıyorum kanımla
kanımla sevgimi sunuyorum
sırım sırım sırladım yüreğime gizledim
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
"ille dostun bir tek gülü yaralar beni"
dost hançerine göğüs gere gere
seni yüreğime gizledim yüreğimdeki giz
dost gülü
korunman için kahramanlaşanlar korunmana alındılar
adına kahraman kesilip el üstünde tutulan
hainleri
yaftaları boynunda
gönderdim gönderiyoruz bok çukuruna
sarılmışız çok yönlü kuşatmadayız
değişik değişkinler kuşatması
hainleri sıraladık da upuzun dizi dizi
dost gülüne gücümüz yetmiyor
dost gülüne gücümüz yetmiyor
dost gülüne gücümüz yetmiyor
can pazarına düşmüş 'dostlar'
tavşandan hızlı serçeden korkak
ışık hızıyla savruldular yanımızdan suçlayarak
saygıyı yitiren soğuk yürekli sevgisizler
anasını satar kendini satar seni satar beni satar
insanlığından sıyrılıp da insanlığı satar
çığlık
aç anaların apış arasından fırlayan çığlığın bilinci
sana çığlık gönderiyorum
aç anaların rahmindekilere umut
sana çığlık gönderiyorum
ezilenlerin kavgasından çığlığa karışmış çığlık
sana çığlık gönderiyorum
dört bir yandan kavganın içinden
sana çığlık gönderiyorum acılı onurlu çığlık
esir düşüp teslim olmayanlardan
onuru uğruna canını ezilmiş böcek gibi fırlatıp atanlardan
sana çığlık gönderiyorum
uğruna utkunun doruğuna erişenlerin
onur utku sevgi kokan çığlığını
sana çığlık gönderiyorum
yanan yüreğimden senin çığlığını
senin için
uğruna ölümün üstüne uçanların sevda türküsü
adını kanla kazıdık yüreklere beyinlere
kanımızla sunduk sevgimizi
sevenler kır çiçekleri toplasınlar diye
kulaktan kulağa yürekten yüreğe ezgilerinle
dağdan dağa türkünü söyledik
sevda ateşindi ovalarda yaktığımız
şehirleri diz çökerttik önünde
tezgahlarda
kıyımlarda
darağacında gülümsedik
en acımasız acılar altında
güvenle
bağlılıkla
destanını yazdık
direncin
sevginin
bilincin
insanüstü sevgiyle sevildin
anlayansın bilensin
kar kırmızı yağanda cehennem harlamasında
tutkun yol gösterenimizdi bizi bizden koruyan
kavganın en acımasızıdır yaşadığım
kanlı şiddetli
kır çiçeklerinden dağ doruklarına
metropollerin yoğunluğuna
sevgilinin sözünde devrimin kucağında
kavganın en acımasızıdır yaşadığım
ha vurdu ha vuruldu düşman
kavgası basit tekillik
kavganın en şiddetlisidir yaşadığım
beyinleri sarsan
kendimle kavgamdır parçacıklarımı uzaya
dağıtan
başka zamana
başka mekana
başka boyuta gönderen
mikrobik cımbızla topluyorum kendimi
cüce yıldız acımasızlığından genişleyen uzaydan
ve kendi ellerimle yaratılıyorum yeniden
yeniden
yeniden yaratanımızdır ellerin
anlayansın
bilen
kavrayan
biliyor biliyor biliyorsun
yeniden yaratanımızdır ellerin
bilenim anlayanım kavrayanımsın
insanlara saygımın sevgimin sonsuzluğu
kişiliğime vurduğum damgalardandır
savaşın göbeğinde sesimi duyamaz olduğumda
şehit kanlarımızın göletlerinde
ayaklarım ıslananda
düşman leşlerinin sendeletmesinde
ağız dolusu küfretmemin
kulaklara kadar açık ağızla gülmemin
çiçek koklamamın çocuk sevmemin
ve sevgiliye
incecik yüreğimden kopardığım hasretli parçacıklarla selam
göndermemin mutluluğunu
plazmamdaki atomlara kadar duyumsamamı
sen anlayabilirsin
yatıp uzandım otlar üstüne
ıslığımla parçaladım çiğ tanelerini
ilahların gözyaşlarından yaptığım kolyeyi
taktım da tanrıçamın boynuna
armağan sundum yoldaşımın koynuna
anlayanımsın seni kavradığıma tanığımsın
biliyorsun kavrayanım biliyorsun
evrenselliğinle bizleri kapsıyorsun
yeniden yaratanımızdır ellerin
yangı
yürek yangısıyla dolaşıyorum
kavganın göbeğinde yürek yangısıyla
anaların yürek yangısıyla
toprağa yavru vermiş anaların
işkenceden
ilmekten
kurşundan
tezgahtan
darağacından
pusudan
canından can veren anaların yürek yangısıyla
biliyor
biliyor
biliyorsun
ellerin
ellerin
ellerin
yeniden yaratanımızdır ellerin
engel
ilkyaz aylarında keçilerin belini ısıtan sıcaklık
beynimin ürünü yüreğimin sevgisi
insanlaşanları kucaklasın diye
bünyemin yokluğa koşuşunda
ölümüne yaşıyorum
ölürüm
dağlarına taşlarına suyuna çiçeğine
ölürüm tutkuna ölürüm sana
ölürüm gelişimine bensiz kalırsın
yetim öksüz boynu bükük
karnına tokat yer de vay arkam deyi dolanırsın
gel
öldürme beni
senin için yaşanılır sevgi çiçeğim yaşanılır
savaşılır yaşanılır
yaşanılır savaşılır
bunalımın bunalımımı geometrik katlayan
bunalımın dostluk hücresinin intiharıdır
sevgi çiçeği ezilir umut ışığı kararır kırılır
hain güllesine dost hançerine göğüs gerişim
bunalımına engel
uzat ellerini aşalım engelleri
duyumsuyor yaşıyor biliyorsun
yaşıyor biliyor görüyorsun
biliyor
biliyor
biliyorsun
ellerin
ellerin
ellerin
yeniden yaratanımızdır ellerin
uğruna
insanlık onuru için can verirken
önünde uğruna onurumu çiğnedim
ipekten halı yapıp tutkumu
yüreğimin sevda çiçekleriyle
yollarına serdim onurumu
ezildim
tutkunun doruğundayım inişsiz doruklarda
buluttan buluta uçtum da geldim
gönülden gönüle aktım da geldim
yüreğime akanları teptim de geldim
kapına yüz sürdüm
küçüldüm
ayrılığı yaşadım gök mavisi denizlerin
derinliklerinde
çöl karanlığı buz dağlarında sensizliği
karınca kalabalığı insan selinde kendimden uzaklığı
kuşun kanadından yerin kulağından geldi
haberin
ıssız çiğ tanelerinin esintisinden
avundum
yoluna baş koyduğum
yaptığım çarmıha gerildim
ellerimle yaptığım çarmıha çağlarca
sayısını unuttum
uğruna ölümlerimin sayısını
sensizlik ölümden acı kor insana
ayrılığı öldürmeyedir savaşım
hasretliği öldürmeye
insan insana
sevecenlerin ışığı sevgi çiçeği
sevgiye saygı
insana sevgi
yüceltiyor bizi
insan insana buluştuk
el ele tutuştuk
uzunca uzun söyleştik
insanlığı yaşadık
acıların acısını ayrılığın acısını
korkuların korkuncunu
sevginin en mutlusunu
insanlığı yaşadık
adım adım koşar adım
adım adım sağlam adım
el ele yürek yüreğe omuz omuza
yürüdük insanlaşma kavgasının ortasına
bizleşmeye bütünleşmeye koşuyor
beyninin (bilincinin) bulanıklığını aşıyor
yoldaşlar arasında yoldaşlaşıyorsun
nüve
geçmişimden geleceğime uzanan köprüm
bilinire doğru akan güneşim apaydınlık ışığım
ben devrimim geleceğini belirleyenim
kendini yaşıyor
benden bana koşuyor
benzerlerimi aşıyor
bana ulaşıyorsun
seni kendime kodladım
kendine bakışta
iç dünyanı tartışta
izlerimi bulacak
beni yaşayacaksın
seni kendime kodladım
bilincindeki bulanıklığı aşıyor
insanlaşma kavgasında insanlaşıyor
benzerimden benzerime
bana koşuyorsun
geleceğini belirleyenim
seni kendime kodladım
bilinire doğru
sevginin sıcağın hasretiyle
ateş saldım yüreğimden kopanlara
acılı çığlık alazıyla ışıktım gönlünüzü
hainleri ışınladım da dost gülüne gücüm yetmiyor
gök ekinler yeşersin insanlaşma hızlansın diye
yüreğimi verdim buyruğunuza
beynimi bilincimi bedenimi
tok uyunsun kardeşçe
sevgi çiçekleri açsın evrende
insandan insana saygı yaşansın diye
yüreğimle kızıla boyadım bulutları
güvercin saldım yıldızların ötesine
ötesini size bırakıp
güzelliği dostluğu kardeşliği işledim bilinçlere
insanlara adandım insanlaşanlarca
bende bulursunuz kendinizi
geleceğinizim şimdiden
güzel günlerin bitmediği
çiçeklerin solmadığı
mavilikler beldesinde beyazı yaşayın
çocuğa saygının çiçeğe sevginin doruğunu
insandan insana baskının
açlığın ve tutsaklığın
-miş li geçmişin rivayetiyle anlatıldığı
mavilikler beldesinde beyazı yaşayın
kelebeklerin kanadından izleteyim çiçekleri
sonsuz maviliklerde beyazı yaşayın
Sevgilim
Devrimim
Salim Yılmaz
.................................................................................................................
.................................
Ya Ben
Seni herkes sever bilirim
Seni herkes özler bilirim
Seni herkes arzular bilirim
Ya ben?
Gecemi gündüz, yazımı kış yaptım!
25.saati ekledim sırf senin için
Sabahlara kadar telefonda bekledim
365 günümü sana feda ettim
Ya ben?
Neler yaptım neler
Bir zamanlar ilk aşkın
Bir zamanlar tek arzun
Bir zamanlar intihar gerekçen
Bir zamanlar dünün, bugünün ve yarının
Bir zamanlar işte sadece bir zamanlar
İşte ben, ya ben
Kahroldum gece gündüz senin için
Dostlara yalan söyledim; hiç sevmedim dedim
Farkındayım artık gerçeklerin
Geç de olsa anladım hatıraların değerini
Şunu bil ki, ben
Hala yaşıyorum
Hala seviyorum
Hala özlüyorum
Hala düşünüyorum
Ama bil ki sen, işte sen
Değmezsin sen...
Hasan Akyol
.................................................................................................................
.................................
Ya Dön Bana
Işık saçan bin yıldız parlasın gözlerinde
Çok renkli rüyalar gör uyurken dizlerimde
Hiç sitem bulunmasın,
Sana ait sözümde.
Ya bırak
Sel olsun gözlerden akan yaşlar
Iki yanıma düşsün sana açılan kollar
Aylarla ve yıllarla yürüsün dargınlıklar
Ya dön bana ya bırak
Istersen döktürürsün ağaçta kalmaz yaprak
İstersen büyütürsün aşkımız kalmaz kurak
Ya dön bana bir tanem ben olayım son durak
Ya çek git buralardan beni benimle bırak
Fatoş Sarı
.................................................................................................................
.................................
Ya Evde Yoksan
Aşkınla ne garip hallere düştüm
Herşeyim tamam da bir sendin noksan
Yağmur yaş demeden yollara düştüm
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Elbisem gündelik, pabucum delik
Haberin olsa da sobayı yaksan
Yağmur iliğime geçti üstelik
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sarhoşsan kapını çaldığım anda
Saç baş darmadağın, açık saçıksa
Bir de ufak rakı varsa masanda
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sabahlara kadar içsek sevişsek
Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan
Derin bir uykunun dibine düşsek
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ne kadar üşüdüm nasıl acıktım
İlk önce sıcacık banyoya soksan
Sanırsın şu anda denizden çıktım
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Yanlış mı aklımda kalmış acaba?
Muhabbet sokağı numara doksan
Boşa mı gidecek bu kadar çaba
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum
Ne olur bir yerden karşıma çıksan
Tepeden tırnağa sırılsıklam oldum
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Cemal Safi
.................................................................................................................
.................................
Ya Gelirsen
Sevdan gönlümde saklı derinde
Çıkaramaz onu hiç kimse inan
Sen olmasanda benimle
Nefes alıyor yaşıyorsun içimde heran
Geçen güzel günlere inat
Unutmaya çalıştın beni
Bense hala aşkından ferhat
Ne yapsanda seviyorum seni
birgün bana geleceksin biliyorum
kalbim sana hep açık duruyor
bana dönmeni mutlu olmanı diliyorum
hala niye gelmedin diye gönlüm bana seni soruyor
Mustafa Emirler
.................................................................................................................
.................................
Ya Sen Ya Ben
seni öylesine düşünüyorum ki
bazen
yaşamakla yaşamamak arasında kalıyorum
ve seni öylesine seviyorum ki bazen
yaşatmakla yaşatmamak arasında kalıyorum
Süleyman Avcı
.................................................................................................................
.................................
Ya Seninle Ya Sensiz
Ya hep ya hiç sevgilim
Ya seninle ya sensiz
Olamaz başka biri
Ya seninle ya sensiz!
İstersen al at beni
İstersen yarat beni
Dağ gibi deniz gibi
Ya seninle ya sensiz!
Olmasa da sevenim
Ağlayanım gülenim
İlk sözüm son yeminim
Ya seninle ya sensiz!
İstersen sevme beni
İstersen bekle beni
Taş gibi toprak gibi
Ya seninle ya sensiz!
Yalnız bir mevsim değil
Yalnız bir bahar değil
Her zaman her yerde bil
Ya seninle ya sensiz!
İstersen öldür beni
İstersen güldür beni
Gün gibi güneş gibi
Ya seninle ya sensiz!..
Ahmet Selçuk İlkan
.................................................................................................................
.................................
Ya Sensizlik Ölmekse
Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle yok değildim
Düşünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda
Kimdi bana benziyen baktığım aynalarda
Senden başkası mıydı o sessiz beklediğim
Bir zamanlar sen vardın ya ben böyle değildim
Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde
Sensizliği bu türlü benim kadar kim bilir
Akşam karanlığında herkes gider o gelir
En sevdiğim çiçekler çürümüş ellerinde
Kim bilir ağlamayı ölüp kendi kabrinde
Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü
Ya bir şey olmamaksa sen olmak o yerlerde
Yaşamak nerde hani yaşamak gücü nerde
Bilinmez sensiz kalan yaşıyor mu ölü mü
Ya sensizlik ölmekse her gün bir başka türlü.
Ümit Yaşar Oğuzcan
.................................................................................................................
.................................

|